ULUSLARARASI SERMAYE AKIMLARI VE MAKRO EKONOMİK ETKİLERİ

1. Uluslararası Sermaye Akımları
1.1. Uluslararası Sermaye Akımının Tanımı
Uluslararası sermaye akımı bir ülkede yerleşik bir kişinin bir başka ülkedeki yerleşik kişiye fon aktarması veya ondan bir aktif satın almak üzere fon göndermesi ile ortaya çıkmaktadır.
Ödemeler Dengesinin genel eşitlik prensibi içinde
Cari İşlemler Fazlası = Sermaye Çıkışı + Rezervlerde Artış
olarak tanımlanmaktadır. Net sermaye ihraçcısı ülke rezervleri azalmaya başlayana kadar sermaye ithal eden ülkeye mal ve hizmet ihracında bulunmak zorundadır. Bu finansal sermaye akımını doğuran reel sermaye (mal ve hizmet) akimidir
Bu reel sermaye akımı milli gelir hesabına ticaret fazlası (X-M) olarak girmektedir.
Y = C + I + G + (X-M)
Ülke tasarrufları ve yatırımları arasındaki dengesizlik bir ülkeden diğer ülkeye reel kaynakların aktarımı ile finanse edilmektedir. Net uluslararası sermaye akımı da ülkelerin tasarruf ve yatırım dengesizliğinin yol açtığı ödemeler dengesi açıklarını finanse etmektedir.
Finansal pazarlar uluslararası sermaye akımının en önemli aracılarıdır. Tasarruf sahipleri fonlarını tasarruf açıkları olanlara finansal pazarlar aracılığı ile yönlendirmektedir. Böylece tasarruf sahiplerinin elindeki fonlar yatırımlara etkin şekilde yönlenerek yatırımların verimliliği artmaktadır. Tasarruf sahibi de daha yüksek bir getiri sağlamaktadır. Finansal pazarların bu fonksiyonu ekonomik üniteler arasındaki net fon akımının yükselmesini sağlamaktadır.
Uluslararası sermaye akımı ekonomik etkinliğin iyileştirilmesinde potansiyel olarak önemli bir rol oynarken, bu ancak tasarruf sahiplerinin tercihlerinin finansal pazarlar tarafından doğru değerlendirilmesi ile mümkün olabilmektedir. Bir başka deyişle, fonların verimli ve etkin yatırımlara yönelmesi finansal pazarların etkin çalışması ile mümkün olabilmektedir.
Finansal pazarlar bu fonksiyonlarını gerçekleştirirken, çok sayıda finansal kurum borçlanarak fon dağıtmaktadır. Ayrıca bireysel ve kurumsal yatırımcılar portföy yatırımları yapmaktadır. Ülkelerarası sermaye akımı bu portföylerin risk dağıtımı ve likiditesi için önem taşımaktadır.
Uluslararası sermaye akımı son 20 yıldır yatırımcıların (özellikle uluslararası kurumsal yatırımcılar) portföylerini uluslararası alanda dağıtmalarından dolayı artmıştır. Buna iletişim teknolojisindeki gelişmeler, destek olurken, yatırımcılar bir çok ülkedeki geniş çaplı yatırım araçlarına yönelerek global portföylerindeki riski daha etkin yönetebilmektedirler.
1.2. Uluslararası Sermeye Akımlarının Nedenleri
Sermaye akımının nedenleri tanımlanırken sermaye akımının değişik tipleri arasında, özellikle doğrudan yatırımlar ile portföy yatırımları arasında keskin bir ayırım yapmak zorunludur.
Doğrudan sermaye yatırımları; girişimcilerin kendi ülkeleri dışında başka ülkelere üretim ve hizmet sunma amacı ile demirbaş, makine parkı. know-how, patent, ticari marka, teknoloji ve organizasyon göndermesidir.
2. Dünya Savaşı öncesi uluslararası sermaye akımı nedenleri sermayenin yurtiçi ve yurtdışı getirilen arasındaki fark ile açıklanırken, 2. Dünya Savaşı sonrasında sermaye hareketleri ödemeler dengesi teorilerinin bir parçası olarak açıklanmaktadır. Buna göre iki ülkede farklı faiz oranlan sermaye akımı hareketi sonucunu vermektedir. Bu teori J. Marcus Fleming (1962) ve Robert Mundellin (1968) “Sermaye Akımı Teorisi” olarak bilinmektedir.
1950lerde geliştirilen (Markowitz,1952 ve Tobin 1958) portföy teorisi ise bu teori ile pek çakışmamaktadır. Portföy teorisine göre yatırımcılar beklenen getiri ve alınacak riske bağlı olarak değişik aktiflerden azami faydayı sağlamayı isterler. Portföy teorisindeki yatırımcılar değişik ülkelerdeki yatırım araçlarının getirilerini ülke paralarında beklenilen değer değişimini de göz önünde tutarak karşılaştırmakta ve bu sermaye akımına yol açmaktadır. Bu "Portföy Teorisi" olarak bilinmektedir.
Sermaye akımının özelliği sürekli olmasıdır. Yatırımcılar, toplam portföy değerlerini yeni tasarrufları nedeniyle arttırmakta, bu da ilave sermaye akımına yol açmaktadır. Ülkelerin ilave borçlanmaları ve döviz kontrollerindeki serbesti de yeni akımlara yol açmaktadır.
Uluslararası sermaye akımının özellikle son 10 yıl içinde gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere akımı ise mevcut uluslararası sermaye akımı tanımlarını, nedenlerini ve tartışmalarını zenginleştirmektedir. Sermaye akımı yeni ekonomik düzen içinde, merkez serm