Borsa, tarihî zirvesi 58 bine ne zaman yükselir?

Oysaki 2007 yılının son çeyreğinde zirve noktalarında başlayan düşüş trendi 2008`de Lehman Brothers`ın iflasıyla krize dönüşünce borsalar inanılmaz bir şekilde değer kaybetmiş, neredeyse 10 yıl öncesine gerilemişlerdi. Ekonomileri yeniden canlandırmaya yönelik alınan tedbirler sonrası yavaş yavaş beklentilerin satın alınmaya başlamasıyla mart ayından itibaren yükselişe geçen borsalar 2007 fiyatlarına adım adım yaklaşıyorlar. Yılın ilk yarısına gelişmekte olan borsaların etkileyici performansı damgasını vururken bunda hiç şüphesiz Çin, Hindistan gibi ülkelerin ekonomilerinin büyümeye devam etmesi kadar faiz oranlarının hızlı bir şekilde gerilemesinin etkili olduğunu görüyoruz.

Bizim borsamızın başlangıçta daha temkinli yaklaştığı bu yükseliş dalgasına özellikle son dönemde çok iyi kâr getiren banka hisselerinin etkisiyle katıldığını, hatta performans olarak en öne çıktığını söyleyebiliriz. Şu ana kadar IMF ile bir anlaşma gerçekleşmemesine rağmen anlaşma beklentisinin devam ettirilmesi ve bu süreçte dünya ekonomilerinin yeniden düzlüğe çıkacağının anlaşılması İstanbul Menkul Kıymetler Borsası`nın yabancılar tarafından tercih edilmesinde etkili oldu. Geçen haftalarda açıklanan banka bilançoları başta olmak üzere şirketlerden gelen kâr rakamlarının beklentileri karşıladığı hatta yıl başındaki durum düşünülürse kimsenin ummadığı kârların ortaya çıktığı görülüyor. Bizim borsamızın karakteristik bir özelliği olan banka ağırlıklı yükseliş eğilimi bu yıl da kendisini göstermiş durumda. Borsanın en değerli şirketi durumuna gelen Akbank`ın piyasa değeri 18 milyar dolara, Garanti Bankası 17 milyar dolara ulaştı. Bir ara en değerli şirket sıralamasında ilk sıraya yükselerek 25 milyar doları gören Turkcell ise 14 milyar dolarda bulunuyor. Bu son yükseliş dalgasında zaten yabancıların elinde bulunan banka hisselerinin etkisi tartışılmaz. 2007 yılındaki zirvelerine ulaşmaları için yüzde 20 civarı yükselmeleri yeterli gözüküyor. Aynı şeyi şu ana kadar reel sektör hisseleri için söylemek ise zor. Reel sektör hisseleri 2009 yılında bir miktar toparlansa da henüz 2007 yılı fiyatlarının çok uzağındalar. Ancak ilk yarı bilanço performansı olumlu olan şirketler yavaş yavaş açığı kapatmaya başlayabilirler. Bazı şirketler gerek hükümetin aldığı önlemlerle gerekse bu dönemi iyi bir şekilde geçirmesini sağlayan kendi tedbirleriyle iyi bilançolar açıkladılar. Fiyat kazanç oranlarının açıklanan bilançolar sonrası oldukça düşük kalmasıyla tercih edilen hisselerin başında geldiler. Sektörel olarak beyaz eşya ve elektronik bunlara örnek olarak gösterilebilir. Yükselişin devam etmesi halinde bu sektör hisseleri reel sektör hisselerini sürükleyebilir gözüküyorlar.

Öte yandan konut sektörünü, bankaların faiz oranlarını aşağı çekmeye başlamasıyla yeniden cazip duruma getirmesinin ardından başta çimento ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları önümüzdeki günlerde yeniden cazip hale gelerek önceki zirvelerine doğru yükselişe geçebilirler. Şimdilik suskun olan otomotiv sektörü hisseleri de artan reklam kampanyaları ve dünya ekonomilerinin toparlanmasıyla yeniden eski gücüne kavuşabilir gözüküyor. Bu sektörde de hâlâ 2007 yılı zirvelerine göre çok ucuz kalmış hisseler olduğu unutulmamalıdır. Borsa endeksinin neredeyse 2007 zirvesine yaklaştığı bir sırada hisse seçimi gerçekten de çok önemli. Demir çelik üreticilerinin yılın ilk yarısında getirdikleri olumsuz bilançolara rağmen orta ve uzun vadede cazip olduğu da gözlerden kaçmamalı.

Geçen haftanın son günü borsa kapandıktan sonra açıklanan temmuz ayına ait ABD ikinci el konut satışlarının beklentilerin çok üstünde olumlu gelmesi Dow Jones sanayi endeksini yılın en yüksek seviyesine çıkarttı. Dow Jones 9.500 puanın üstünde kapanarak önümüzdeki haftalarda 10 binli puanlara yeniden ulaşabileceğinin sinyalini verdi. Bu son olumlu gelişmeden sonra endeks her ne kadar yüksek seviyelerde de olsa önümüzdeki hafta pozitif bir açılış gerçekleştirebilir. Endeks 45 bin 500 puanı aştı, kısa vadede 48 bin puan ilk hedef olarak ortada duruyor. Belki de beklediğimizden çok önce 50 bin puanı deneyecek borsa endeksi. İyimser ortamın devam etmesiyle vergi avantajının da etkisiyle yıl sonunda 2007 zirvesi olan 58 bin puan bile denenebilir. Her şeye rağmen daha dikkatli seçimler yaparak bu yükseliş dalgasının son dönemini kazançlarla geçirmek mümkün, ama trenin son vagonundan önce inmek şartıyla.

Petrol fiyatındaki baskı azalıyor

fHafta içinde 70 doların altına gerileyen petrol fiyatları dünya ekonomilerinin toparlanmaya devam edeceği yönünde sinyaller alınmasıyla yeniden yükselişe geçerek 74 dolardan kapattı. Yükselişte ABD ham petrol stoklarında beklenmedik bir şekilde yaşanan azalmanın yanı sıra ABD Doları`nın gerilemesi de etkili oldu. Bu aşamadan sonra petrol fiyatlarına dünya ekonomilerine ilişkin beklentiler yön verecektir. ABD`den gelen son konut verilerinin beklentilerden olumlu çıkması ve Avrupa`nın önde gelen ülkelerinin ikinci çeyrekten itibaren büyümeye geçmeleri fiyatlar üzerindeki baskıları orta vadede kaldıracak gibi görünüyor. Ancak fiyatların 2008`deki gibi hızlı yükselmesi ise istenmiyor. Zira hızlı yükseliş halinde büyüme beklentileri ekonomileri yeniden tehdit edecek en önemli unsurdur. Bu nedenle fiyatların 80 doları aşması durumunda otoritelerin adımlar atması gündeme gelebilir. 70-80 dolarlar ekonomileri bu aşamada zorlayabilecek fiyatlar değil. Bu nedenle başta OPEC olmak üzere petrol üreten ülkelerin bir süre daha petrol üretimlerini değiştirmeyeceklerini düşünüyorum. Uzun vadede ise petrol talebinin gerçekten artmasıyla birlikte fiyatları kontrol etmek için üretim artışını başlatmak gerekecektir.