İktisadi Kalkınma /İktisadi Kalkınma ve Sermaye Birikimi

Sermaye birikimi, kalkınmanın can damarı olarak görülür. Sermaye birikimi, yalnızca tasarruf ve benzeri yollarla beslenen sermaye arzı ile açıklanamaz. Arz yanında sermaye talebinin, özellikle azgelişmiş ülkelerde büyük bir önemi vardır.Bu arada, belirli bir kalkınma düzeyine varabilmek için ne kadar sermaye gerekeceği, daha teknik deyimle her yıl milli geliri belirli bir oranda artırmak için, bu gelirden ne kadarının tasarruf edilip yatırımlara dönüştürüleceği de önemlidir. Bu sorunun yanıtını basit fakat çok kullanışlı bir
araç olan sermaye-hasıla katsayısı yardımıyla verebiliriz.Azgelişmiş ülkelerde öne sürülebilecek kısır döngülerden biri de, bilindiği gibi sermaye talebiyle ilgiliydi. İşte bu döngüyü oluşturan faktörlerden en önemlisi, girişimcilerin yatırım yapma istek ve eğilimini zayıflatan pazarın küçüklüğü’dür. Teknik, yönetsel, kurumsal, sosyal ve psikolojik etkenler yanında, pazarın darlığı sermaye talebinin de çok düşük olmasına yol açmaktadır. Öte yandan, pazar darlığının nedenleri olarak para politikasını, nüfusu, ülkenin yüzölçümünü ve gümrükleri sayabilirsek de, birincil unsur üretim sürecinde görülen düşük verimliliktir. Bunun nedeni ise, üretimde yoğun sermaye kullanılmıyor olmasıdır. Başka bir deyişle,özel girişimcilerin yeterli ölçüde sermaye yatırımlarına gitmemeleridir.Bu nedenle kısır döngü, ancak bilinçli, tutarlı ve kapsamlı bir yatırım hamlesini içeren kalkınma politikalarıyla kırılabilecektir