GEÇ ORTAÇAĞ’DA AVRUPA’DA EKONOMİK KRİZ

14. yüzyıl boyunca nüfusun azalması*talebin ve üretimin de düşmesi sonucunu doğurmuştu.Rönesans dönemi azalan üretim*düşen hayat standartları ile ekonomik düşüş dönemi olarak görülmektedir.Büyüme dönemi 14. yüzyılın başlarında sona ermiştir.İktisat tarihçileri Ortaçağ’ın sonlarındaki bu ekonomik düşüşün nedenleri konusunda farklı açıklamalarda bulunmuşlardır.Birinci görüşe göre bu düşüş ekonomik hareketlerin devri niteliğinin bir sonucuydu.İkinci görüş bu krizi mali nedenlere bağlamaktadır.Avrupa devletleri bu dönemde Yüzyıl Savaşları savaş ekonomisi içine girmişti.Bu durum vergi gelirlerine olan ihtiyacı artırdı.Üretici likidite sıkıntısı içine düştü.Üçüncü bir açıklama bu ekonomik krizi iklim değişmelerine bağlamaktadır.

TARIM :

13. yüzyıl boyunca Avrupa ekonomisinde bazı darboğazlar kendini göstermeye başlamıştı.Demografik baskı sonucu daha düşük verimli topraklar üretime açılmaktaydı.Toprak nüfusa göre kıt bir faktör haline geldiğinden değeri yükselmiş*buna karşılık ücretler düşmüştü.14. yüzyılın ortasındaki büyük nüfus kırımı üretimin iki temel faktörünün nisbi kıtlık durumlarını çarpıcı biçimde değiştirdi.İşgücünün %25 oranında azalması onu nisbi olarak yetersiz hale getirdi.Köylü isyanları ortaya çıktı.Toplam talep nüfustaki azalmaya paralel bir şekilde düştü.Bir başka değişme ortalama köylü işletmesinin büyümesiydi.Nüfusun düşmesi rezervler üzerinde olumsuz etkide bulundu.Lordlar için en önemli alternatif toprak kullanım şekli ekili alanların çayırlara dönüştürülmesiydi.Tarımsal malların fiyatlarının düşmesi köylü ve şehirli kesimlerin refahını farklı şekilde etkiledi.Geçimlik üretim yapan köylü daha büyük ve verimli topraklara sahip olduğu için bu kriz döneminden kazançlı çıktı.Şehirlilerin sattığı sınai ve ticari malların fiyat esnekliği tarımsal mallar göre genellikle daha düşüktür.Nakdi gelirleri azalana köylü kesiminin alım gücü de düşmüş oldu.Şehirli tüccar ve esnaf*müşterisini büyük ölçüde yitirdi.14. yüzyıldaki salgının etkisi Doğu Avrupa’da Batı ve Güney Avrupa’ya göre daha sınırlı oldu.Küçük şehirlerin tüm Doğu Avrupa’ya yayılması bölgede tarımsal ve sınai üretim için talebin genişlemesi demekti.Üretim ve ticaretteki bu genişlemenin önemli bir sonucu ticari tahıl üretiminin artışı oldu.İşletmeler köylülerden geri alındı ve yarı hür köylülerin statüleri tekrar serf durumuna düşürüldü.16. yüzyıla girmeden serfleştirme süreci tamamlanmıştı.Doğu Avrupa’da hububat fiyatlarının düşmesi batı’daki gelişmelerin aksine yeniden büyük çiftliklerin kurulması ve köylü üzerindeki lord kontrolünün artması sonucunu doğurdu.


TİCARET VE SANAYİ :

Tüccarlar daralan iş hacmi karşısında işlemlerini rasyonelleştirmek için çift girişli muhasebe sistemini benimsediler.Sanayide ise mamul malların hem üretimleri hem de talepleri Büyük Salgın’dan sonra önemli ölçüde düştü.Mesleğe giriş şartları zorlaştırıldı.madeni üretimle ilgili sanayilerde ise Ortaçağın son döneminde genişleme görülmekteydi.

SANAYİLERİN KIRSAL BÖLGELERE GÖÇÜ :

Büyük çapta dokuma sanayi*daha sınırlı ölçüde de demir ve madeni eşya sanayileri kırsal bölgelere yayıldı.Ortaçağ’ın sonlarında sanayinin bu göçü çok çeşitli nedenlerden kaynaklanıyordu.Bunlar arsında en önemlisi su gücüyle çalışan basit makinelerin sanayide artan ölçüde kullanılmaya başlanmasıydı.Diğer önemli bir neden talep yapısındaki değişmelere uyma konusunda şehir sanayilerinin yeterli esnekliği gösterememesiydi.Sanayide bu coğrafi değişimin diğer bir nedeni işgücünün kırsal bölgelere göre daha ucuz olmasıydı.Modern kapitalizmin ilk tezahürü olarak değerlendirilebilecek ve putting-out sistemi olarak adlandırılan bu düzenlemede esnaf tüccar için çalışıyordu.Tüccar hammaddeyi temin ediyor ve iş için parça esası üzerine ücret ödüyordu.Esnaf*tüccara karşı hiçbir güvenceye sahip değildi.